top of page

Markanızın 'Ters Yüz'ü

  • Yazarın fotoğrafı: cem acar
    cem acar
  • 24 Eyl
  • 3 dakikada okunur

Riley'nin iç dünyasına yaptığımız "Ters Yüz" yolculuğu, her birimizin hayatında duyguların ne kadar temel bir rol oynadığını bize yeniden hatırlattı. Neşe, Üzüntü, Öfke, Korku ve Tiksinti… Bu beş ana duygu, Riley'nin kişiliğini, anılarını ve davranışlarını nasıl şekillendiriyorsa, markaların da benzer bir "duygu yönetim merkezi" olduğuna inanıyoruz.

Gelin, "Duygu Kontrol Paneli"nizin başına geçelim ve markanızın iç dünyasını dış dünyaya nasıl yansıtacağımızı birlikte keşfedelim:

 

Neşe Tek Başına Yeterli Değil. Üzüntünün de Bir Rolü Var!

Film boyunca Neşe, Riley'nin hayatında tek hâkim duygu olmak ister. Her anın mutlu geçmesini arzular ve Üzüntü'yü kontrol panelinden uzak tutmaya çalışır. Oysa Üzüntü de tıpkı Neşe gibi, Riley'nin gelişiminde ve başkalarıyla bağ kurmasında hayati bir role sahiptir.

Markanızın iletişiminde her zaman %100 "Neşeli" olmaya çalışmak gerçekçi değildir. Hatta bazen samimiyetsiz bile durabilir. Markanızın hikâyesinde zorlukları aşmak, empati kurmak veya bir soruna çözüm sunmak gibi "Üzüntü" ile bağlantılı anlar da olabilir. Müşterilerinizle sadece başarılarınızı değil, insani yönlerinizi, öğrenme süreçlerinizi veya toplumsal hassasiyetlerinizi paylaşmak, daha derin ve anlamlı bir bağ kurmanızı sağlar.


“Önemli olan, her duygunun bir amaca hizmet ettiğini ve doğru zamanda, doğru dozda kullanıldığında markanızın daha ‘gerçek’ ve güvenilir olduğunu göstermesidir.”

 

Çekirdek Anılar ve Temel Değerler: Kimliğinizin İnşa Taşları…

Riley'nin kimlik adaları, onun en önemli çekirdek anılarından doğmuştu: Aile Adası, Dürüstlük Adası, Hokey Adası… Bu adalar, onun kişiliğini oluşturan temel sütunlardı. Çekirdek anılar hasar gördüğünde veya kaybolduğunda, Riley'nin kimliği de sallanıyordu.

Markanızın da "kimlik adaları" vardır. Bunlar, markanızın kuruluş hikâyesi, temel değerleri, misyonu ve vizyonudur. Bu "çekirdek anıları" sadece bir slayt sunumunda bırakmayın; onları yaşayın ve yaşatın! Çalışanlarınızın bu adalara inanmasını sağlayın. Markanızın dış iletişiminde (reklamlar, sosyal medya, işveren markası mesajları) bu temel değerleri tutarlı bir şekilde yansıtın.


“Güçlü bir marka kimliği, ancak sağlam ve paylaşılan değerler üzerine inşa edilir.”

 

Mükemmel Bir Senfoni İçin Harmony!

Filmde Duygular, Riley'nin kontrol panelinde sürekli bir etkileşim halindeydi. Bazen biri öne çıksa da, en etkili sonuçlar genellikle iş birliğiyle ortaya çıkıyordu. Özellikle Neşe ve Üzüntü'nün birlikte hareket etmeyi öğrenmesi, Riley'nin kendini ifade etmesinin ve büyümesinin anahtarı oldu.

Markanızın farklı iletişim kanalları veya departmanları arasındaki "duygu senfonisini" düşünün. Pazarlama, satış, insan kaynakları, müşteri hizmetleri… Tüm bu birimler, markanızın dışarıya yansıttığı genel "duyguyu" etkiler. Eğer içeride farklı "duygular" (yani departmanlar veya ekipler) birbiriyle uyumlu çalışmıyorsa, dışarıya tutarsız ve kafa karıştırıcı mesajlar gidebilir.


“İç iletişimi güçlendirerek ve farklı ekipleri ortak bir ‘duygu kontrol paneli’ etrafında toplayarak, markanızın müşteriye sunduğu deneyimi bir senfoni haline getirebilirsiniz.”

 

Bilinçaltının Gücü…

Riley'nin zihninde sadece Duygular değil, aynı zamanda bilinçaltı, rüya fabrikası ve soyut düşünce gibi katmanlar da vardı. Bu katmanlar, onun günlük deneyimlerini ve tepkilerini görünmez bir şekilde etkiliyordu.

Hedef kitlenizin markanıza dair algıları sadece gördüğünüz reklamlarla veya okuduğunuz basın bültenleriyle oluşmaz. Markanızın bilinçaltında yarattığı çağrışımlar, eski deneyimler, duyumlar ve hatta fısıltı gazetesi de büyük rol oynar. Markanızın bıraktığı izlenimler, sadece ne söylediğinizle değil, aynı zamanda nasıl hissettirdiğinizle de ilgilidir. Hedef kitlenizin bilinçaltına hitap eden, güçlü ve pozitif çağrışımlar yaratan deneyimler tasarlayın.


“Markanızın yarattığı her etkileşimin, müşterinizin ‘bilinçaltı raflarında’ nereye yerleştiğini düşünün.”

 

Deneyim Biriktirme Sanatı: Anılar Birleşince Çekirdekler Oluşur…

Filmde Riley, sadece tek bir duyguyla değil, birden fazla duygunun birleşimiyle oluşan, daha karmaşık ve zengin "karma anılar" yaratmaya başlar. Bu, onun duygusal olgunluğunun bir göstergesidir.

Markanızın müşterilerle kurduğu her etkileşim, bir "anı" yaratır. Bir ürünle ilk karşılaşma, bir müşteri hizmetleri temsilcisiyle konuşma, bir sosyal medya paylaşımına verilen tepki… Bu anılar birikir ve müşterinin markanıza dair genel "çekirdek anılarını" oluşturur.


“Çünkü biliyoruz ki, bir markanın gerçek gücü, biriktirdiği iyi anılarda ve bu anıların yarattığı güçlü bağdadır.”

 

Pozitif ve Anlamlı Karma Anılar: The Need Creative

Riley'nin Duygu Kontrol Paneli'nden ilham alarak, markanızın iç dünyasını dış iletişimde nasıl bir avantaja dönüştürebileceğinizi şimdi daha net görebilirsiniz. Unutmayın, markanızın en güçlü hikâyesi, içeride yaşanan duyguların dışarıya yansıyan samimiyetinde gizlidir.


“Peki, markanızın Duygu Kontrol Paneli’nde hangi Duygu, en çok söz sahibi? İç iletişimin dış iletişim üzerindeki etkilerini daha kapsamlı bir şekilde dinlemek isterseniz, Creative HUB Spotify kanalımızdaki podcast bölümünü kaçırmayın.


Hadi, kulak verin!

Yorumlar


bottom of page