top of page

Gaming Dünyasında Reklamlar: Kimler Oyunun İçinde?

  • Yazarın fotoğrafı: cem acar
    cem acar
  • 9 Eki 2024
  • 2 dakikada okunur

Dijital çağın hızla geliştiği bir dünyadayız. Her gün yeni teknolojiler, yeni platformlar ve yeni alışkanlıklar hayatımıza dâhil oluyor. Eskiden televizyon karşısında geçirdiğimiz saatler yerini akıllı telefonlara, tabletler ve bilgisayarlara bıraktı. Artık sadece gençler değil, 7’den 70’e herkes bir şekilde bu teknolojilerle iç içe. Oyun oynamak, bu dijital dünyada en çok tercih edilen eğlence araçlarından biri haline geldi. Ancak reklam dünyası, ne yazık ki bu hızlı gelişime ayak uydurmakta zorlanıyor.


Oyun oynayan herkesin ortak kâbusu: reklam araları...


Bir oyun oynarken heyecanın en doruk noktasında olduğunuzu düşünün. Tam o kritik hamleyi

yapacakken ya da bir seviyeyi geçmek üzereyken birdenbire bir reklam çıkıyor. O an yaşadığınız duygu: hayal kırıklığı, sinir, bazen de tamamen oyundan kopma. Çünkü o reklam, sizi oyun deneyiminizden alıkoyuyor, böldüğü o an sizi oyundan uzaklaştırıyor. Geleneksel reklam kuşakları, televizyon veya radyo için yıllarca çalışmış ya da çalışmamış olabilir ama oyun dünyasında bu eski usul yöntemler, kesinlikle kullanıcılar için bir rahatsızlıktan öteye geçemiyor.


Reklam izlemek istemediğimiz için artık çoğumuz bu tür uygulamalara para ödemeyi bile göze alıyoruz. Bu durum, hem markalar hem de reklamcılar için alarm niteliğinde. İnsanlar, ilgi alanları içinde kesintiye uğramadan içerik tüketmek istiyor, oyundan çıkmadan oyunun akışına dâhil olmak istiyorlar.


Peki, markalar için çözüm ne?

Cevap basit: Reklamları oyun dünyasının içinde hayata geçir!


Ama sadece oyuna reklam eklemekten bahsetmiyoruz. Markaların bu dünyaya, bir reklam molası olarak değil, oyunun bir parçası olarak girmesi gerekiyor. Oyuncuların dikkatini dağıtmak yerine onları daha fazla içine çekecek yaratıcı çözümler üretmeliyiz. Bu, oyunun atmosferine uygun, hikâyeyle bütünleşmiş, oyuncunun doğal deneyimini zedelemeyen yöntemlerle mümkün olabilir. Bir yarış oyununda bir markanın sponsor olduğu sanal yarış arabaları düşünün. Ya da bir macera oyununda, karakterlerin üzerindeki kıyafetlerin ya da kullanılan araçların gerçek markalardan ilham aldığını hayal edin.


Oyun içi entegrasyon, oyuncuların markayı görmezden gelmeyeceği, aksine markayla doğal bir bağ kurabileceği bir alan yaratır. Reklam artık bir kesinti değil, oyunun bir parçası haline gelir. Hem oyun geliştiricileri için hem de markalar için bu durum kazan-kazan olacaktır. Oyun dünyası, yaratıcı ve dikkat çekici reklam stratejilerine açık dev bir mecra. Ama bu dünyada var olmanın yolu, eski kalıpları kırmaktan geçiyor.


Oyun dünyasında başarılı olmak isteyen markalar, klasik reklam arası anlayışını bırakıp, oyunların ruhuna uygun içeriklerle yer almak zorunda. Çünkü dijital çağın oyuncuları artık reklam molası istemiyor; deneyimlerinin bir parçası olan markalarla bağ kurmak istiyor.


O halde soru şu: Kim oyunun içinde, kim oyunun dışında?

Yorumlar


bottom of page