HR: "Süper Kahraman Olmaktan Yoruldum!"
- cem acar
- 15 Oca
- 2 dakikada okunur
"Sabah 8'de işe geliyorum. Ajandamda sadece üç toplantı var. Ama saat 19:00 olduğunda günde en az 10 krizi yönetmiş oluyorum. Bir yandan çalışan bağlılığını artırmam bekleniyor, diğer yandan maliyet kesintileri yapmam... Sanki sihirli değneğim var da, her şeyi bir anda çözebilecekmişim gibi."
Bu sözler size tanıdık geliyor mu?
Rakamlarla Gerçekler
Her 4 İK liderinden 3'ü akşamları iş maillerini kontrol ediyor
%82'si hafta sonları da çalışıyor
%91'i tatildeyken bile "acil durumlar" için ulaşılabilir olmak zorunda
Ve çoğu, bunları yaparken "yetersiz" hissediyor
İşaretler: CHRO ve İnsan Kaynakları Lideri Krizi Kapıda
Araştırmalara göre CHRO’ların %57’si, önümüzdeki 8-12 ay içinde önemli bir kariyer değişikliği yapmayı düşünüyor. Bu oran İK liderlerini de kapsadığında %75’e ulaşıyor. Çıkan tablo sadece endişe verici değil; aynı zamanda harekete geçmek için güçlü bir çağrı. İş yükü, jeopolitik gerginlikler ve kriz yönetimi baskıları gibi faktörler, bu yıpranmayın temel nedenleri olarak öne çıkıyor.
2024’ten 2025’e doğru ilerlerken İK liderleri, kriz yönetimi ve maliyet düşürme çabalarıyla temel rollerini ihmal etmek zorunda kaldılar. Stratejik büyümeyi desteklemek yerine yangın söndürürcesine bir yaklaşımla hareket etmek, üretkenlik kaybına ve moral bozukluğuna neden oldu.
HR’ların Çözüm Bekleyen Öncelikli İhtiyaçları
Teknoloji ve Yapay Zeka Araçlarına Yatırım: İK’nın idari yüklerini hafifletmek için teknoloji entegrasyonu kritik önemde. Bu sayede liderler, stratejik iş birliği ve kültür geliştirme gibi ana hedeflere odaklanabilir.
Kaynak ve Destek: İK ekipleri personel kısıtlamaları ve artan iş yükü ile karşı karşıya. Daha fazla kaynak ve iş birliği, hem günlük operasyonel sorunları hafifletecek hem de stratejik planlamaya olanak sağlayacaktır.
Liderlik Bağlantısı: CEO’ların İK liderleriyle daha yakın bir iletişim kurması şart. Anlamlı toplantılar, güncel zorlukları anlamaya yönelik sorular ve destekleyici yaklaşımlar, bu bağları yeniden güçlendirebilir.
İkna Edici Bir EVP’nin (Employee Value Proposition) Önemi
Bir organizasyonun çalışanlarına ne sunduğunu ve onlara neden şirketin parçası olmaları gerektiğini özetleyen Çalışan Değer Önerisi (EVP), şu an her zamankinden daha kritik. EVP’nin sadece geliştirilmesi değil, aynı zamanda aktif bir şekilde uygulanması da gerekiyor. Finansal kısıtlamalar nedeniyle rafa kalkan EVP projeleri, çalışanların şirketle olan bağlarını koparma riski taşıyor.
Araştırmalar, EVP’lerin dönüşümü gerektirdiğini ortaya koyuyor. Organizasyonların değişen dinamiklerini yansıtan, esnek ve güncel EVP’ler tasarlanmalı. Hatta “anti-EVP” yaklaşımı benimsenerek, şirketin ne olmadığı da net bir şekilde belirtilmeli. Bu sayede beklentiler çok daha gerçekçi hale gelir ve şirketin kültürüne uyumlu yeteneklerin çekilmesi mümkün olur.
LVP (Leadership Value Proposition): Liderlik İçin Yeni Bir Yol Haritası
Güçlü bir EVP’ye ek olarak, Liderlik Değer Önerisi (LVP) kavramı, şirketlerin uzun vadeli başarısı için kritik bir strateji haline geliyor. LVP, liderlerin şirket stratejileri ile bireysel hedeflerini uyumlu hale getiren ve onlara çabalarının değerli olduğunu hissettiren bir yaklaşımdır.
LVP’nin temel bırakış noktaları şu şekilde sıralanabilir:
Vizyon ve Stratejik Uyum: Liderlerin kendi rollerinin, şirket stratejileriyle olan bağını anlaması gerekir.
Kaynak ve Destek: Stratejik sorumlulukları yerine getirmek için gerekli ekipman, teknoloji ve uzman desteği sağlanmalıdır.
Tanıma ve Ödüllendirme: Liderlerin çabalarını takdir eden bir kültür şarttır.
Kışisel ve Profesyonel Gelişim: Liderlere, hem bireysel hem de profesyonel gelişimleri için fırsatlar sunulmalı.
Sonuç: Harekete Geçme Zamanı
Bu kritik dönemde CEO’lar ve CHRO’lar için harekete geçmek bir tercih değil, zorunluluk. İK liderlerinin görülmemiş bir kriz yaşamasını engellemek için teknolojiye yatırım yapmak, kaynak ve destek sunmak, EVP ve LVP yaklaşımlarını canlandırmak kritik adımlar olarak öne çıkıyor. Geleceğe hazırlanmak, ancak şimdi harekete geçmekle mümkün.




Yorumlar