İşveren Markası & Netflix | Çalışan Deneyimi & İzleyici Sadakati
- cem acar
- 5 Şub
- 1 dakikada okunur
Hepimizin tutkuyla izlediği diziler var. Bazen bir bölümü açarız ve saatler nasıl geçer anlamayız. Karakterlere bağlanırız, yeni sezonu sabırsızlıkla bekleriz.
Peki iş yeriniz de böyle mi? Çalışanlarınız her yeni günü “yeni sezon” gibi heyecanla bekliyor mu? Yoksa izleyiciyi sıkan, temposu düşük diziler gibi ilk fırsatta bırakılmak mı isteniyor?
Aslında işveren markası yaratmak tam da bu: Bağ kurmak, hikâye anlatmak ve deneyim tasarlamak.
✨ Dizilerden ilham alıp işveren markamızı güçlendirmek için birkaç soru:
🎬 İlk bölüm nasıl? (İlk iş günü, onboarding süreci unutulmaz mı?)
🎬 Her yeni sezon daha iyi mi? (Çalışanlara gelişim fırsatları sunuluyor mu?)
🎬 Yan karakterler güçlü mü? (Şirket kültürü sadece yöneticilerden mi ibaret, yoksa herkes bu hikâyenin bir parçası mı hissediyor?)
Bir iş yerinin atmosferi, Netflix’in en sevilen dizisi kadar sürükleyici olabilir mi? Kesinlikle evet! Doğru işveren markası stratejisiyle, çalışanlarınıza her yeni günü sabırsızlıkla bekletebilirsiniz.
Benzer düşünenlerle yorumlarda buluşalım ve kapaktaki soruyu tekrarlayalım...
👇Sizce şirketiniz hangi diziye benziyor? 🎬




Yorumlar